vip bayan

Bursa Evden Eve Nakliyat Osmangazi Evden Eve Nakliyat Nilufer Evden Eve Nakliyat Yıldırım Evden Eve Nakliyat Büyükorhan Evden Eve Nakliyat Gemlik Evden Eve Nakliyat Gürsu Evden Eve Nakliyat Haramcık Evden Eve Nakliyat İnegöl Evden Eve Nakliyat Bursa Evden Eve Nakliyat Karacabey Evden Eve Nakliyat Keles Evden Eve Nakliyat Mudanya Evden Eve Nakliyat Kestel Evden Eve Nakliyat Mustafakemalpaşa Evden Eve Nakliyat

Erzurum escort bayan

avcılar escort
avcılar escort
Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Fırsat mı yoksa parlayan nesne mi?

31.05.2025 - 14:43, Güncelleme: 31.05.2025 - 14:43 679 kez okundu.
 

Fırsat mı yoksa parlayan nesne mi?

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, kişinin sürekli olarak yeni ve heyecan verici fırsatlara yönelip hiçbirini tamamlama konusunda sebat gösterememesi durumu olarak tanımlanan Parlayan Nesne Sendromu hakkında bilgi verdi. Her işinizi yarım bırakıyorsanız bu sendroma yakalanmış olabilirsiniz! Parlayan Nesne Sendromu’nun (Shiny Object Syndrome), yeni ve heyecan verici fırsatlar tarafından dikkatin dağılması anlamında kullanıldığını dile getiren Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Yeni pek çok fikriniz var ancak bunları uygulayamıyorsanız; sürekli olarak yeni hedeflere yöneliyor ancak  onları asla sonuna kadar götüremiyorsanız; bir kurstan diğerine sürekli alan değiştiriyor ve kurslar yarım kalıyorsa; yaptığınız şeye sonuna kadar bağlı kalmak yerine sık sık bir hedeften diğerine atlıyorsanız; sürekli olarak yeni iş alanlarına girişiyor ve yeni web siteleri kuruyor, ancak bu siteleri geliştirmek için çabalamıyorsanız bu sendroma yakalanmış olabilirsiniz.” dedi. Çevremizde girişimcilik adına pek çok projeler ortaya çıktığına dikkat çeken Demir, “Teknolojinin hızla gelişimi ve sosyal medyanın elimizin altında olması ile beraber özellikle her yerde yenilikler, girişimcilik haberleri görmeye başladık. Parlak nesne sendromu da işte bu tip girişimcilik, start up projelerini kaçırmaya dair korku ve sürekli olarak bu tip durumlarla temas içinde olmayı getiriyor. Bu durum dolaylı yoldan dikkatimizin dağılması, üzerinde çalıştığımız işlerin aksaması, bitmemesi, sürekli yarım bırakılan kurslar, kitaplar, aktiviteler şeklinde kendini gösteriyor.” açıklamasını yaptı. Her yarım kalmışlık motivasyonu uzun vadede düşürüyor! Bir işi sıfırdan herhangi bir başarı düzeyine çıkarmanın, odaklanma, çaba ve sebat gerektirdiğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Çevremizde başarıya ulaşmış, toplumdan onay almış bir iş gördüğümüzde hemen biz de yapmak istiyoruz. Bu durum o iş için verilen emeği görmezden gelip sadece parlaklığına aldanmamıza neden oluyor.” dedi. Kişilerin dürtüsel olarak o parlaklığa ve popülerliğe aldanarak aynı işe giriştiklerinde çoğunlukla bu parlaklık için ödenen bedelleri ödemeye hazır olmadıklarının altını çizen Demir, “O işi süreç için değil sonuç için istediklerinde emek vermek de yük geliyor ve girişilen iş yarım kalıyor. Her yarım kalmışlık kişinin beyninde eksik dopamin salınımı demek ki bu durum da motivasyonumuzu uzun vadede düşürüyor. Bir işi yapmak için o işin günümüzde parlayan bir iş olmasının   ötesinde, sizin onu yapmaya dair isteğiniz, odak ve dikkati toplamanız, tutarlı bir çaba göstermeniz gerekir.” şeklinde konuştu. “Herkes parlayan nesneyi görüyor ve dahil olmak istiyor” Günümüzde akımların ve trendlerin kişilerde kısa vadeli dopamin sağladığını ancak bunun uzun vadede psikolojik problemler olarak ortaya çıktığını vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Umutsuzluk, karamsarlık, başarısızlık, yetersizlik hissi, depresyon, tükenmişlik gibi durumları tetikleyebiliyor.” dedi. Üniversitelerde psikoloji bölümlerinin popülerliğinin arttığını ancak özellikle psikoterapist olmak için yürünmesi gereken 10 yıllar alan uzun bir yol olduğunu örnek gösteren Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Psikolojinin parlaması ile parlaklık peşinde koşan ancak çaba ve istekten yoksun kişilerin bu yolda yorulduğu ve yarıda bıraktığını gözlemliyoruz. Sosyal medyada gezi, öneri, yemek tarifleri sayfaları fazlaca yaygınlaşmışken, herkes bu parlayan nesneyi görüyor ve dahil olmak istiyor. Birisi sosyal medyada girişimcilerin başarı hikayesini duyup onun peşinden aslında o şeyi yeterince istemeden gidebiliyor. Çok yaygın olan bir podcast serisi yapmak da yine son dönem parlayan nesneler arasında. Ya da şirketiniz için yeni bir ürün satın almak, farklı alanlara dahil olmak da beyaz yakalılar ve yöneticiler açısından örnek olabilir.” Sosyal medya pek çok parlak nesne ile dolu! Parlayan Nesne Sendromundan korunmanın zor olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Çünkü günümüzde pek çok parlayan nesne bulunuyor.” dedi. Parlayan Nesne Sendromundan kaçınmak için bazı adımların izlenebileceğini ifade eden Demir, “Başarılı olmak için uzaklara gitmenize gerek yok, kendi alanınızı emek verdiğiniz becerilerinizi düşünün. Zamanı yeni trendleri kovalayarak harcamak yerine en iyi yaptığınız şeye odaklanın. Sosyal medya pek çok parlak nesne ile dolu. Bu anlamda yapılan yorumlar sizi çekiyor olabilir. Bu iş çok kolay, basit ve kısa yoldan para kazandırıyor gibi yorumları sorgulayın, hemen inanmayın. Size ne kadar uyuyor, hayatınıza uygun mu, gerçekten ihtiyacınız mı, size değer katacak mı sorularını yanıtlamadan adım atmayın. Başkası yapıyor ve başarılı diye aynı şeyin size uyduğu anlamını çıkaramayız.” önerisinde bulundu. ‘Bekle ve gör’ yaklaşımı, ayırt edebilmek için önemli bir strateji! Başarıyı getirenin dikkati odaklamak ve üzerinde çalışabilmek olduğunu hatırlatan Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Sürekli olarak yeni ürünler, yeni teklifler öneren grupları ve haberleri takip etmek odaklanmanızı ve düşünce akışınızı bozar. Her tavsiyeye bakmanın, sizin için iyi olup olmadığını değerlendirmenin ve bu konuda bir karar vermenin zihinsel yüküyle uğraşmak zordur. Buna ‘bilişsel yük’ deriz ve sizin asıl başarılı olacağınız alanda ilerlemenize engel olur. Sosyal medya haber akışları, yazışma grupları, üyelikleriniz, sürekli gelen bildirimleri kısıtlamak veriminizi arttırabilir.” dedi. Demir ayrıca, ‘bekle ve gör’ yaklaşımının benimsenmesini önerdi ve “Emin olmadığınızda, bu yaklaşımı benimsemek yardımcı olur. Günümüzdeki hızlı teknolojik değişimlerle birlikte, birçok girişim hızlıca yükselip kayboluyor. Yeni bir iş için önce beklemek ve onun gelip geçici olmadığını görmek avantaj sağlayabilir. Beklemek aynı zamanda bir şeyin gerçek bir fırsat mı yoksa parlayan bir nesne mi olduğunu ayırt etmenize yarayacaktır.” diyerek sözlerini tamamladı.        Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, kişinin sürekli olarak yeni ve heyecan verici fırsatlara yönelip hiçbirini tamamlama konusunda sebat gösterememesi durumu olarak tanımlanan Parlayan Nesne Sendromu hakkında bilgi verdi.

Her işinizi yarım bırakıyorsanız bu sendroma yakalanmış olabilirsiniz!

Parlayan Nesne Sendromu’nun (Shiny Object Syndrome), yeni ve heyecan verici fırsatlar tarafından dikkatin dağılması anlamında kullanıldığını dile getiren Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Yeni pek çok fikriniz var ancak bunları uygulayamıyorsanız; sürekli olarak yeni hedeflere yöneliyor ancak  onları asla sonuna kadar götüremiyorsanız; bir kurstan diğerine sürekli alan değiştiriyor ve kurslar yarım kalıyorsa; yaptığınız şeye sonuna kadar bağlı kalmak yerine sık sık bir hedeften diğerine atlıyorsanız; sürekli olarak yeni iş alanlarına girişiyor ve yeni web siteleri kuruyor, ancak bu siteleri geliştirmek için çabalamıyorsanız bu sendroma yakalanmış olabilirsiniz.” dedi.

Çevremizde girişimcilik adına pek çok projeler ortaya çıktığına dikkat çeken Demir, “Teknolojinin hızla gelişimi ve sosyal medyanın elimizin altında olması ile beraber özellikle her yerde yenilikler, girişimcilik haberleri görmeye başladık. Parlak nesne sendromu da işte bu tip girişimcilik, start up projelerini kaçırmaya dair korku ve sürekli olarak bu tip durumlarla temas içinde olmayı getiriyor. Bu durum dolaylı yoldan dikkatimizin dağılması, üzerinde çalıştığımız işlerin aksaması, bitmemesi, sürekli yarım bırakılan kurslar, kitaplar, aktiviteler şeklinde kendini gösteriyor.” açıklamasını yaptı.

Her yarım kalmışlık motivasyonu uzun vadede düşürüyor!

Bir işi sıfırdan herhangi bir başarı düzeyine çıkarmanın, odaklanma, çaba ve sebat gerektirdiğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Çevremizde başarıya ulaşmış, toplumdan onay almış bir iş gördüğümüzde hemen biz de yapmak istiyoruz. Bu durum o iş için verilen emeği görmezden gelip sadece parlaklığına aldanmamıza neden oluyor.” dedi.

Kişilerin dürtüsel olarak o parlaklığa ve popülerliğe aldanarak aynı işe giriştiklerinde çoğunlukla bu parlaklık için ödenen bedelleri ödemeye hazır olmadıklarının altını çizen Demir, “O işi süreç için değil sonuç için istediklerinde emek vermek de yük geliyor ve girişilen iş yarım kalıyor. Her yarım kalmışlık kişinin beyninde eksik dopamin salınımı demek ki bu durum da motivasyonumuzu uzun vadede düşürüyor. Bir işi yapmak için o işin günümüzde parlayan bir iş olmasının   ötesinde, sizin onu yapmaya dair isteğiniz, odak ve dikkati toplamanız, tutarlı bir çaba göstermeniz gerekir.” şeklinde konuştu.

“Herkes parlayan nesneyi görüyor ve dahil olmak istiyor”

Günümüzde akımların ve trendlerin kişilerde kısa vadeli dopamin sağladığını ancak bunun uzun vadede psikolojik problemler olarak ortaya çıktığını vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Umutsuzluk, karamsarlık, başarısızlık, yetersizlik hissi, depresyon, tükenmişlik gibi durumları tetikleyebiliyor.” dedi.

Üniversitelerde psikoloji bölümlerinin popülerliğinin arttığını ancak özellikle psikoterapist olmak için yürünmesi gereken 10 yıllar alan uzun bir yol olduğunu örnek gösteren Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Psikolojinin parlaması ile parlaklık peşinde koşan ancak çaba ve istekten yoksun kişilerin bu yolda yorulduğu ve yarıda bıraktığını gözlemliyoruz. Sosyal medyada gezi, öneri, yemek tarifleri sayfaları fazlaca yaygınlaşmışken, herkes bu parlayan nesneyi görüyor ve dahil olmak istiyor. Birisi sosyal medyada girişimcilerin başarı hikayesini duyup onun peşinden aslında o şeyi yeterince istemeden gidebiliyor. Çok yaygın olan bir podcast serisi yapmak da yine son dönem parlayan nesneler arasında. Ya da şirketiniz için yeni bir ürün satın almak, farklı alanlara dahil olmak da beyaz yakalılar ve yöneticiler açısından örnek olabilir.”

Sosyal medya pek çok parlak nesne ile dolu!

Parlayan Nesne Sendromundan korunmanın zor olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Çünkü günümüzde pek çok parlayan nesne bulunuyor.” dedi.

Parlayan Nesne Sendromundan kaçınmak için bazı adımların izlenebileceğini ifade eden Demir, “Başarılı olmak için uzaklara gitmenize gerek yok, kendi alanınızı emek verdiğiniz becerilerinizi düşünün. Zamanı yeni trendleri kovalayarak harcamak yerine en iyi yaptığınız şeye odaklanın. Sosyal medya pek çok parlak nesne ile dolu. Bu anlamda yapılan yorumlar sizi çekiyor olabilir. Bu iş çok kolay, basit ve kısa yoldan para kazandırıyor gibi yorumları sorgulayın, hemen inanmayın. Size ne kadar uyuyor, hayatınıza uygun mu, gerçekten ihtiyacınız mı, size değer katacak mı sorularını yanıtlamadan adım atmayın. Başkası yapıyor ve başarılı diye aynı şeyin size uyduğu anlamını çıkaramayız.” önerisinde bulundu.

‘Bekle ve gör’ yaklaşımı, ayırt edebilmek için önemli bir strateji!

Başarıyı getirenin dikkati odaklamak ve üzerinde çalışabilmek olduğunu hatırlatan Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Sürekli olarak yeni ürünler, yeni teklifler öneren grupları ve haberleri takip etmek odaklanmanızı ve düşünce akışınızı bozar. Her tavsiyeye bakmanın, sizin için iyi olup olmadığını değerlendirmenin ve bu konuda bir karar vermenin zihinsel yüküyle uğraşmak zordur. Buna ‘bilişsel yük’ deriz ve sizin asıl başarılı olacağınız alanda ilerlemenize engel olur. Sosyal medya haber akışları, yazışma grupları, üyelikleriniz, sürekli gelen bildirimleri kısıtlamak veriminizi arttırabilir.” dedi.

Demir ayrıca, ‘bekle ve gör’ yaklaşımının benimsenmesini önerdi ve “Emin olmadığınızda, bu yaklaşımı benimsemek yardımcı olur. Günümüzdeki hızlı teknolojik değişimlerle birlikte, birçok girişim hızlıca yükselip kayboluyor. Yeni bir iş için önce beklemek ve onun gelip geçici olmadığını görmek avantaj sağlayabilir. Beklemek aynı zamanda bir şeyin gerçek bir fırsat mı yoksa parlayan bir nesne mi olduğunu ayırt etmenize yarayacaktır.” diyerek sözlerini tamamladı. 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisagedizhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
mecidiyekoyilan.com sisliclub.com bakirkoynet.com halkalibeste.com avcilartasarim.com sirintepeevleri.com bahcesehirkonut.com taksimpark.com besiktastayim.net kartalpartnerler.com mykadikoy.com umraniyeilan.com anadoluchat.com maltepeozel.com ankabeylikduzu.com opendik.com avrupasabah.com kocaeligrafiktasarim.com niceantalya.com atakoykbb.com eskisehireleman.com muglafethiye.com sakaryagunlukkiralik.com muglalilaremlak.com malatyayolyardim.com denizliavize.com konyakonutborsasi.com kayseriliforumu.com ankaraenglishtime.com bursawikipedia.com neizm.com
petshop